Genç kız elinde ki 14'lük Glock tabancaya baktı.  Çıkan sağır edici sese rağmen kurşunun eti parçalarken ki çıkardığı sesi çok net duymuştu. Ve uzun süre unutamayacaktı , ne bu anı nede o sesi.


Titreyen elleri silahı daha fazla tutamadı. Tabanca ellerinden kayıp giderken kapıdan büyük bir gürültü koptu. Genç kızın kalbi korku ile çarptı.  Öyle hızlı atıyordu ki bir an yerinden çıkacağını sandı. Ardından kapı güçlü bir tekme ile kırıldı.


Genç kız olacakların korkusu ile gözlerin kapattı.


Genç adam büyük bir korku ve hışımla daldı eve. Kızın iyi olduğunu görünce derin bir iç çekti.  Rahatlamıştı fakat kısa sürdü.  Önce yerde ki silahı gördü ardından kanlar içinde yatan pisliği.


Koşar adımlarla kızın yanına gitti. Titreyen küçük bedenini uzun ve güçlü kolları ile sardı.  Herşey onun hatasıydı. Onu vuran kişi serçe değil o olmalıydı ama herzaman ki gibi geç kalmıştı.


Genç kız onu saran kolların sahibini çok iyi tanıyordu. Bu kollar onun herzaman huzur dolu cenetti olmuştu.


Kız artık korkmuyordu , nasıl olsa o gelmişti artık.

Adam artık korkmuyordu , nasıl olsa o iyiydi ve önemli olan tek şey buydu.

Genç adam kızın alnına bir öpücük kondurdu. Genç kız yavaşça şok'un etkisinden çıktı. Göz yaşları yağmur gibi akmaya başladı.


Genç adamın yüreği ezildi. Kızın başını iki elinin arasına aldı. Gözleri bir birine kenetlenmişti.


" Sen ağlarsan bende ağlarım unuttun mu? "


Genç kız başını salladı.  Usulca adamın göğsüne yaslandı. Adamın kalp atışlarını dinledi sanki dünyanın en güzel melodisiymiş gibi.  Ağlaması durmuştu.

Genç adam kızın kanayan dudağını mendille silerken kanında ki adrenalin seviyesi artıyordu. Bu  adam hangi cesaretle ona dokunmaya cesaret etmişti! Kızın yanağına bir öpücük kondurup bayoya ilerledi. Naylon duş perdesini söktüğü gibi salona döndü.  Önce duş perdesini yere serdi ardından da leş gibi kokan adamı kaldırıp üstüne koydu. İyice sardıktan sonra kız elinde ki çamaşır suyunu kanla kaplı zemine döktü.  Elinde ki bezle dövercesine sildi yeri. Kuzgun onu durdurmasaydı belki saatlerce silebilirdi. Onun bir damla kanı dahi kalsın istemiyordu. Genç adam kızın ellerini tuttu.


" Özür dilerim. Bunu çok daha önce benim yapmam gerekirdi. Senin ellerin kirlenmemeliydi onun pis kanıyla. Şimdi senden bütün bu olanları unutmanı istiyorum.  Herşey bitti artık. "


Kız yaşlı gözlerle genç adamın gözlerine baktı.


" Beni sakın bırakma olur mu?  "

Genç adam gülümsedi.


" İnan bana bizi ölüm bile ayıramayacak. "


Kız ona bütün kalbi ile inanıyordu. Hiç bırakmamacasına sarıldı adama.  Kız sonsuza kadar böyle kalabilirdi. Kokusu onun için uyuşturucu gibiydi.


Adamla kızı ayıran küçük çocuğun sesi oldu.


" Abla? "


Kız hemen uykulu gözlerle ona bakan kardeşine döndü. Adamın kollarından sıyrılıp çocuğu kucağına  aldı.


" Sen neden uyandın Chico? Hadi gel yatağına dönelim.  "

Gettoda doğanlar için gece silah sesleri duymak uyanma nedeni değildir , Bebekler için adeta bir ninni görevi görür kurşun sesleri.


Kız yavaşça Spiderman çarşaflı yatağa koydu küçük çocuğu.  Üstüne yorganını örtükten sonra yanağına ufak bir öpücük kondurdu.


" Şimdi bana bir söz vermeni istiyorum. Ne olursa olsun , asla yatağından çıkma tamam mı?  Sabaha kadar dönmüş olurum eğer dönmemişsem Carmen'e git o ne yapılacağını bilir. "

Sevgiyle küçük çocuğun başını okşadı. Tam kapıdan çıkmak üzereydi ki çocuk sesinde hiç titreme olmadan konuştu.


" O gitti değil mi?  Bir daha geri gelmeyecek... "



Genç kızın gözleri dehşetle açıldı.  İstediği son şeydi onu böyle bir günaha çekmek..
Daha 6 yaşındaydı ama sesi öyle soğuk ve hissiz çıkmıştı ki kız çocuğun nefreti karşısında titredi. Çocuğun küçük bedenini kendine çekti. Sıkıca göğsüne bastırdı.  Başına bir öpücük daha kondurdu.



" Seni çok seviyorum ufaklık bunu sakın unutma. "


Çocuk başını salladı ve yorganı üstüne çekti.  Genç kız ışığı kapatmadan önce melek gibi uyuyan çocuğa sonkez baktı...


Salona girdiğinde Kuzgun'un kağıda birşeyler yazdığını gördü.  Sessizce yanına sokuldu.


Kızın ani dokunuşuyla irkilen adam elinde ki kağıdı uzattı. Kızın yüzünü inceledi uzun uzun...
Büyük yeşil gözleri her zaman alev alevdi. Çok fazla bakarsan seni yakıp kavurabilirdi. Elmacık kemiğinin üstünde ki morluk sinirlerini oynatıyordu. Çok canı yandımı diye düşündü genç adam , hala olanlar için kendini suçluyordu.Eli kolu bağlıydı , serçeyi çıkaramıyordu reşit değildi ikiside. Bir kez denemişti fakat polisler zorla bu eve geri getirmişlerdi. Bu adamdan daha önce kurtula bilirmiydi evet. Fakat Serçe hep karşı çıkmıştı

" Değmez onun için. Ya hapse girersen? O zaman bana ne olur hiç düşündün mü?  Hepten yapa yalnız kalırım.  "

Onu yalnız bırakma düşüncesi çok korkurmuştu adamı.  Bir yandan da kızın hergün şiddet gördüğünü biliyordu , cinsel tacizinde olduğunu düşünüyordu ama serçe her defasında büyük bir tepki ile yalanlıyordu. Gerçi vücudunda ki yara bereler gözle görülür olmasaydı şiddetide yalanlardı , tek derdi adamı sakin tutmabilmekti. Kız bir çok kez öfkesine şahit olmuştu adamın.  Ona dokunduğunda deliliğinin tadını alabiliyordu. En basit şeylerde bile çileden çıkan bu adamın yaşadıklarını öğrendiğinde vereceği tepkiden korkuyordu.

Onu kaybetmek... işte kız herşeye bunun için katlanmıştı , ta ki bugüne kadar. Dayak yemek önemli değildi buna dayanabilirdi ama ona dokunması...
Aklına geldikçe midesi bulandı kızın.  Ona tecavüz etmeye çalışmıştı. Bu bardağı taşıran son damla olmuştu.  Herşey öyle hızlı gelişmişti ki kız silahı nasıl eline aldı nasıl ateş etti onu bile hatırlayamıyordu.